RE: İdam Gerçekten İster misiniz? #2
Verdiğiniz örnekler üzerinden başlayayım öncelikle;
Bu isimler, savundukları değerler açısından benzerlik göstermiyor,
Yaşadıkları dönemlerdeki siyasi atmosfer homojen bir yapıda değil,
Demokratik hayata alt yapı hazırlanmadan çok hızlı geçiş yapıldığı için toplumsal olgunluk sağlanamamış, kararların dönemsel olarak kamuoyu baskısıyla ya da birtakım güç odakları etkisinde alındığını söylemek mümkün görünüyor.
Bazı sorular sorarak netleştirmeye çalışalım;
Demokrasinin gelişmesi, tabana yayılması için gereken eğitim alt yapısını kimler neden bozdu?
Sağ cenah oy deposu haline getirilirken sol gerçekten sol değerleri anlayıp savunabildi mi?
Hangi siyasi görüşe sahip olunursa olunsun önceliğin kişisel çıkarlar değil vatanın iyiliği olduğu düşünüldü mü?
Tam bağımsızlık gerçekte nedir?
Tarihten yazma sebebim de bu aslında, geçmişi bir türlü objektif soğuk bir bilimsellikle değerlendiremiyoruz...
Bir taraf için İnönü kutsal ve cansiperane savunulurken diğer taraf için Menderes öyle...
İsimleri tartışmayı bir türlü bırakamıyoruz, hatalarını görmemeyi seçtiğimiz için geleceğe dair çıkarımlar yapamıyoruz... Yıllar boyunca benzer hataları tekrarlayıp duruyoruz...
Tüm şarları değerlendirip, paydaşları dinleyip söz konusu döneme ait gerçekçi bir resim çıkaramıyoruz. İşimize gelmeyen bilgileri yok saymaya devam edip kahramanlar ya da hainler türetiyoruz.
Tarihsel süreç önemli, çok önemli...
Bulmacanın parçalarını birleştirebilmek için vatan iyiliği gözlüklerinden bakabilmek mesele, kişisel sevgi veya nefret duygularından bağımsız...
Bu gözlüklerle bakarsak herşey daha net görünüyor, dost düşman beliriyor hızlıca..
Hata yapmanın bahanesi olamaz evet ama hatada ısrarın nedenini bulmak daha doğru geliyor bana..
Aslında benim farklı zaman dilimlerine ve farklı düşüncelere sahip insanlardan örnek verme nedenim bu yani zulme sadece bir taraf değil herkes maruz kalmış gücü eline alan her kimse karşıyı bertaraf etmek istemiş sağcı solcu değil mesele dediğiniz gibi demokrasiyi sindirme ile alakalı ama bakıyoruz ki yıl 2018 hala demokrasi adına ülkemizde sıkıntılar mevcut ve çözülmeyecek hale getirildi. Platon demokrasi için çoğunlugun kötü yönetimi diyor. Bizim gibi Ortadoğu ülkesine demokrasi biraz bol geliyor gibi. Baktığınız zaman tam demokrasi yok . Dışarıda insanlar bir lider arayışında başbuğ olmadan lider olmadan yapamıyor bizim ülkemiz illa birisi gerekli o yüzden de demokrasi olmuyor mesela partilerin milletvekili adayı neden halk veya parti tabanı secmiyor da genel başkan karar veriyor ? Belki halk o partiden başka birinin aday olmasını istiyor ? Dar bölge seçimi olması gerekli bu ülkede demokrasi adına bazı şeylerin düzelmesi şart
Meselenin özünü yazmışsınız, teşekkür ederim...
JJ Rousseau yurttaşı olmadan seçmen haline gelen kitlelerin yaşadığı ikilem bu değil midir?
Kimse de bu temel soruna eğilmez, sanal gündemlerin peşinden koşmayı daha çekici bulur bizim "aydınlar" !
Okumuş yazmışlar diyelim belki daha doğru olacak...
Toplumsal gelişimi tamamlamadan bu yolda yüzyıllardır canla başla mücadele edip daha iyiye ulaşma azmiyle çalışanları nasıl yakalarız bilemiyorum.
Ekonomi odaklı bakılıyor meselelere, üstelik birbirinin aynısı reçetelerle..
Hukuk, kültür, estetik sanat gereksiz görüldüğü gibi belirli bir azınlığın eğlencesi konumuna çekiliyor.
Vasattır etrafımız saran,
Nefes aldırmayan...
Aydınlardır bizi uyutan,
Okumaktır bizi kurtaracak olan...
Güzel anlatımınızla yeni yazılarınızda buluşmak üzere,
Selamlarımla