TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN SORUNLARI
EĞİTİM SORUNU
Türk eğitim sisteminin içinde bulunduğu yapısal sorunların aşılmasına
yönelik söz konusu yeni yaklaşımlar içeren bu araştırma, Türk sosyo-kültür
sisteminin dinamikleri ile Batı sosyo-kültür sisteminin dinamiklerinin
kültür-zihniyet-eğitim etkileşimi üzerindeki etkisini mukayeseli olarak ele
almaktadır. Buradan hareketle de medeniyet-milli toplum-milli eğitim ve
insan unsurunun bu bağlamda nasıl şekil aldığını ve bunların, hangi düşünce
akımlarının ve toplum felsefelerinin tesirinde kalarak eğitim-milli toplum
ilişkisini belirlediği konusu, analitik çözümlemeye tâbi tutulmaktadır.
Eğitim, bir toplumun yaşama tarzının belirlenmesindeki zihniyetini, kültürün
gelecek kuşaklara sağlıklı olarak aktarılmasındaki milli hassasiyetini,
toplum kalkınmasını, ideal insan ve onun şahsiyetinin inşası gibi toplumun
varlığının temel varoluş ilkelerini koruyan, geliştiren ve onu geleceğe hazırlamada
dinamik bir fonksiyon taşır. Bütün bu unsurların bir toplum açı-
sından başarılı olarak uygulanabilmesi için öncelikle o toplumun kültür ve
zihniyet dünyasına uygun “ithalci olmayan” bir eğitim paradigmasının var
olması ve bunun da uygulama da yer alması gerekmektedir. Bundan sonra
ise bu ilkeler çerçevesinde o toplumun “insan inşası” söz konusu olmaktadır.
Bu unsurları başarmak için öncelikle toplumun milli eğitim kurumunun;
kendi kültür sisteminin özüne güven duyan, gelişmelere hemen cevap
verecek bir esneklikte ve yenilikçi dinamik zihniyet taşıyan, ithalci eğitim
politikalarına karşı, son derece hassas ve özgün kültür bilgisinin bulunması
gerekmektedir.
Eğitim konusunun bir toplumun varlığı ve geleceği açısından bu denli
önem taşıyor olması, onu, sosyolojik anlamda oldukça hassas bir noktaya
taşımaktadır. Bundan dolayı günümüz dünya gerçeklerini de dikkate aldı-
ğımızda, eğitim konusuna; tarih felsefesi-sosyoloji-iktisat-sosyal psikoloji
gibi belli başlı sosyal bilim alanlarının disiplinler arası ilişkisi çerçevesinde
ele alınması gereği ortaya çıkmaktadır. Ancak bu yolla günümüz dünyasındaki
hegemonyacı Batı medeniyetinin, dayatmaya çalıştığı salt akıl ve pozitivist bilimin olmazsa olmaz olduğu “toplumsal illüzyon”cu kültür-zihniyet
merkezli eğitim politikalarına karşı, yeni özgün paradigmalar geliştirmek
mümkün olabilmektedir.
Son bin yılın sekiz yüz yıllık dönemin de etkin bir siyasal tavır ortaya
koyan Türk toplumunun, medeniyet inşa edici özelliği de dikkate alındığında,
bu medeniyet inşa ediciliği, özgün eğitim sistemi ve onun tasarladığı insan
unsuru ile başarmış olduğu görülmektedir. Türk toplumunun medeniyet
kurucu sosyolojik ve tarihsel toplumsal gerçeği, günümüzde, O'nun ithal
eğitim politikalarını olduğu gibi benimsemek zorunda olmadığını da açıkça
göstermektedir. Bundan dolayı Türk ve Batı sosyo-kültürel sistemlerinin
eğitim-kültür-zihniyet etkileşiminin karşılıklı mukayesesinden hareketle
bu çalışma, Türk toplumu için kültür merkezli yeni bir eğitim paradigması
geliştirmeye yönelik bir çabayı içermektedir. Bu çabayı da, ülkemizin son
dönemlerde eğitim-toplum kalkınması ilişkisinde ortaya çıkan çeşitli zaafiyetlerin
giderilmesine kaynaklık edebilecek, kültürel özüne uygun çağdaş
yorumdan hareketle, özgün toplum düşüncenin geliştirmesi olarak değerlendirmek
mümkündür
Dr . Feytullah Akın
Source: https://www.turkegitimsen.org.tr/lib_yayin/82.pdf
Not indicating that the content you copy/paste (including images) is not your original work could be seen as plagiarism.
Some tips to share content and add value:
Repeated plagiarized posts are considered spam. Spam is discouraged by the community and may result in action from the cheetah bot.
Thank You! ⚜
If you are the author, please reply and let us know!
Dr . Feytullah Akın
+1
Congratulations @hsynicten! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP